Page 37 - 81 Çalıkuşu Kırşehir Temmuz
P. 37
Liseliler Arası Öykü Yarışmasında Prof. Dr. İlhan Kılıçözlü Fen Lisesi
Öğrencisi Türkiye 2.'si Oldu
Alanya Türkler Borsa İstanbul Sosyal Bilimler Lisesi tarafından düzenlenen Türkiye Geneli “Liseliler
Arası Öykü Yarışması”nda Prof. Dr. İlhan Kılıçözlü Fen Lisesi öğrencisi Fatıma Şanlı Türkiye 2’si oldu.
Lise çağındaki gençler arasında, öykü yazmayı özendirmek, öykülerin okuyucu ile buluşturulmasını
sağlamak, Türkçeye seçkin örnekler kazandırmak ve öğrencilerin yazarlarla bir araya gelmesini sağ-
lamak amacıyla Alanya Türkler Borsa İstanbul Sosyal Bilimler Lisesi tarafından düzenlenen Türkiye
Geneli “Liseliler Arası Öykü Yarışması”nda Prof. Dr. İlhan Kılıçözlü Fen Lisesi 11. Sınıf öğrencisi Fatıma
Şanlı “GÖNÜL KAPISINDA BİR ALACAKLI” isimli öyküsüyle Türkiye 2.’si oldu.
Öğrencimizi tebrik eder, emeği geçen öğretmenlerimize ve okul idarecilerimize teşekkür ederiz.
İşte Türkiye 2.’si olan o muhteşem öykü;
GÖNÜL KAPISINDA BİR ALACAKLI
Dönüyor, dönüyor ve dönüyordu. Elleri bulutlara dokunurcasına çekingen ve nazik şe-
kilde başka ellerdeydi. Yüzü kadife bir omuza yaslanmıştı. Eski plaktan yayılan nostaljik
cızırtılar onları adeta büyülemişti. Bedenleri de en az ruhları kadar uyumlu vaziyette me-
lodiye ayak uyduruyor, gözlerinin izdivacından yeni parıltılar doğuyordu. Bir an bilinçsizce
duraksadı, yüzü de eş zamanlı durgunlaşmış, zevkli bir tebessüm eşliğindeki dudakları
düz bir çizgi halini almıştı. Rengi, sonbaharda solmaya yüz tutan çiçekleri örnek edinmişti
bir anda. Zihninde en az göğsündeki kadar hızlı çırpınan bir serçe, huzurunu da kısacık
zamanda alıp gitmişti. Neydi bu?
Müzik hala devam ediyordu.
Unutmamış mıydı onu daha?
Adımlar.
Peki ya nasıl huzurluca dans edebiliyordu onsuz?
Gözler.
Ve yerine başkasını koyarak?
Artık elleri ustaca bir ahenkle buluşmuyordu. Kadının gözlerindeki yaşlar kıyıya vurmaya
başlamıştı bile. İçinin tellerinde vücut bulan bir şarkı nazik bedeninin titreyişi ile dışarı yan-
sırken yavaşça koltuğa oturdu. Artık dans yoktu, esrik gülümseyişler yoktu, bir bütünmüş
gibi hareketlenen bedenler de yoktu. Aklındaki tuvalde sadece bir kişinin siması duruyordu.
İstemsizce ellerini öne uzattı. Gözleri hayal kırıklığının verdiği duygularla dolmuştu. Ona
artık uzanamazdı, yazık ki bunu yapamazdı. Yapamayacaktı da.
Adamın aklı karışmıştı. Neler oluyordu? Öğrenmek istiyordu fakat aynı zamanda da
istemiyordu. Duyacakları onu felaketine sürükleyebilirdi. Hayatının su götürmez gerçeği
olan ve onu nefes almaya zorlayan sevgi, şimdi onu öldürebilirdi. Onu öyle çok seviyordu
ki. Sevgisine zarar gelmesinden korkuyordu. Bencildi evet, sevdiğinin uğradığı zarar yerine
sevgisinin uğrayacağı zarar üzerine kafa yoruyordu. Ve bunu sevgi zannediyordu.
37